TYT Türkçe Paragrafta Ana Düşünce-Tema-Konu Testi-1
Soru Sayısı:7 | Sınav Süresi: 15 Dakika |
BAŞARILAR...
Başla
Tebrikler - Sınavı başarıyla tamamladınız.
Test Soru Sayısı: %%TOTAL%%
Doğru Cevap: %%SCORE%%
Yanlış Cevap: %%WRONG_ANSWERS%%
Başarı Oranı: %%PERCENTAGE%%
%%RATING%%
Test Soru Sayısı: %%TOTAL%%
Doğru Cevap: %%SCORE%%
Yanlış Cevap: %%WRONG_ANSWERS%%
Başarı Oranı: %%PERCENTAGE%%
%%RATING%%
Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1 |
Bakterileri yok etmek üzerine çalışmalar yapan İngiliz bilim insanı Alexander Fleming, bir tatil dönüşü laboratuvarına geldiğinde içinde farklı türlerde bakteriler bulunan
kabı açık unuttuğunu fark eder. Küf mantarı ile dolan kabı
temizlerken mantarın kenarında bulunan jel kıvamındaki
yapıda herhangi bir bakteri bulunmadığını görür. Bunun
“Penicillium Notatum” adı verilen küf mantarı olduğunu
düşünür ve jöle kıvamındaki yapıya “penisilin” adını verir.
Fakat penisilini küf mantarından ayırmayı başaramadığı
için çalışmalarını sonlandırır. Onun çalışmalarını inceleyen bilim insanları Howard Florey ve Ernst Chain, 1939
yılında penisilini laboratuvar ortamında saflaştırmayı başarır; 1941 yılında da ilk defa bir insan üzerinde kullanırlar. Fleming, Florey ve Chain bu çalışmalarıyla 1945
yılında Nobel Barış Ödülü’ne layık görülürler.
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A | Penisilinin, ismini kendisini bulan kişinin adından aldığına |
B | Fleming’in, penisilinle ilgili çalışmalarıyla bilim dünyasına ilham verdiğine |
C | Penisilinin insan sağlığına faydasının, keşfinden çok
sonra anlaşıldığına |
D | Nobel Barış Ödülü’nün penisilinin bulunması sonucu
ilk defa sağlık alanında verildiğine |
E | Küf mantarıyla penisilinin bulunmasının aynı zamana
denk geldiğine |
Soru 2 |
Atasözlerinin dile yansımış değerler olarak hangi atalardan ve kimlerden kaldığı, aradan yüzlerce ve binlerce yıl
geçmiş olması dolayısıyla, bilinmemekte ise de şaşmaz
yaşam tecrübelerinin imbikten süzülmüş birer değerler
sistemi niteliği taşıması dolayısıyla, bunlardan her biri kural niteliğindeki söz kalıbı durumundadır. Bu söz kalıpları
bizler için hem dilimizi süsleyen, ona berraklık kazandıran bir öğüt hem de günlük yaşamımızda her zaman yararlanabileceğimiz bir düstur niteliğindedir. Ak akçe kara
gün içindir; akıl akıldan üstündür; bal bal demekle ağız
tatlanmaz; baş ağır, kulak sağır gerek; can çıkmayınca
huy çıkmaz; çalma elin kapısını, çalarlar kapını; çobansız
koyunu kurt kapar; keskin sirke küpüne zarar; güvenme
varlığa, düşersin darlığa; güneş balçıkla sıvanmaz vb.
örnekler, artık onu kullananlar için birer hayat kuralı durumuna gelmiştir. Bunlar, atalarımız kanalıyla kamuya aktarılmış ortak değerlerdir.
Bu parçada atasözleriyle ilgili asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Bu parçada atasözleriyle ilgili asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A | İnsanlığın hayat hikâyesinin bir özeti olarak kabul edilebileceği |
B | Sosyal hayatı düzenleyen ve toplumun geneline mal
olan sözler olduğu |
C | Dile zenginlik katan bir işlevinin bulunduğu |
D | Her kültürde görülen ulusal bir değer olduğu |
E | İnsanlara yol gösterici ve öğüt verici yönünün dikkate
alınması gerektiği |
Soru 3 |
Seyirci:
(I) - - - -
Konuk:
– Dünyada insanlık 6 tane sanat dalı üzerine karar kılmış, UNESCO da bunu kabul etmiş. Bunlar; resim, tiyatro, müzik, edebiyat, mimarlık, dans. Geçmişten beri bunlara sanat deniyor. Fakat bunlar beceriye dayalı birer üründür. Mesela, bir tiyatro oyunu üstünkörü oynanıyorsa sanat mı yapılmış oluyor? Eğer 6 tane sanat dalı var derseniz diğer sanat dallarını yokmuş gibi görürsünüz. UNESCO 6 sanat dalına; sinemayı, fotoğrafçılığı ve sporu da ekledi. Yakında yemek pişirmeyi de ekleyebilir. Sanat, işini özenle yapabilme yeteneğidir aslında.
Seyirci:
(II) - - - -
Konuk:
– Bir kere tiyatro salonu az, sinema salonu daha çok ve daha çok sinema filmi var. Tiyatroya gitmek için biraz daha zahmet çekmeniz lazım. Sinemaya gitmek kolay. İkisinde de oyuncu, mekân ve senaryo var. Peki, biz neden tiyatroyu değil de sinemayı tercih ediyoruz? Çünkü kolayımıza geliyor. Aslında bu konuda bireyler, kendilerini geliştirmek ve düşünmeyi ideal hedef olarak görmek istediği zaman doğru karşılaştırma yapabiliriz.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?
(I) - - - -
Konuk:
– Dünyada insanlık 6 tane sanat dalı üzerine karar kılmış, UNESCO da bunu kabul etmiş. Bunlar; resim, tiyatro, müzik, edebiyat, mimarlık, dans. Geçmişten beri bunlara sanat deniyor. Fakat bunlar beceriye dayalı birer üründür. Mesela, bir tiyatro oyunu üstünkörü oynanıyorsa sanat mı yapılmış oluyor? Eğer 6 tane sanat dalı var derseniz diğer sanat dallarını yokmuş gibi görürsünüz. UNESCO 6 sanat dalına; sinemayı, fotoğrafçılığı ve sporu da ekledi. Yakında yemek pişirmeyi de ekleyebilir. Sanat, işini özenle yapabilme yeteneğidir aslında.
Seyirci:
(II) - - - -
Konuk:
– Bir kere tiyatro salonu az, sinema salonu daha çok ve daha çok sinema filmi var. Tiyatroya gitmek için biraz daha zahmet çekmeniz lazım. Sinemaya gitmek kolay. İkisinde de oyuncu, mekân ve senaryo var. Peki, biz neden tiyatroyu değil de sinemayı tercih ediyoruz? Çünkü kolayımıza geliyor. Aslında bu konuda bireyler, kendilerini geliştirmek ve düşünmeyi ideal hedef olarak görmek istediği zaman doğru karşılaştırma yapabiliriz.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?
A | (I) Sanatın dallara ayrılmasında tutturulan ölçütler
hangileridir? (II) Tiyatro oyuncularının sinema filmlerinde daha üstün bir performans gösterdiği fikrine katılıyor musunuz? |
B | (I) Sanatı genel olarak hangi ana dallara ayırarak incelemek doğru olacaktır? (II) Sinema ile tiyatro, birbirini etkileyen bir özellik taşımakta mıdır? |
C | (I) Edebiyatın, sanat dalları arasında gösterilmesi
onun kapsam ve amacını sınırlandırmakta mıdır? (II) Sinema sektörünün tiyatro sektörüyle iletişimi ve ilişkisi hakkında neler söyleyebilirsiniz? |
D | (I) Sanat sadece resim yapmak veya bir şeyler çalmak mıdır, yoksa sanat her şey olabilir mi? (II) Tiyatronun, sinemanın gerisinde kalmasıyla ilgili neler düşünüyorsunuz? |
E | (I) Sanatın net bir tanımını yapmak mümkün müdür? (II) Tiyatronun sinema ile rekabet edebilmesi için ne gibi yenilikleri bünyesine taşıması gerekmektedir? |
Soru 4 |
Peyami Safa, bir yazısında şöyle diyordu: “Cihan Harbi’nde Alman ordularının Fransa’yı işgale başladığı devrenin
talihsiz başvekili Reynaud, şu beyanatta bulunmuş: ‘Düşman ilerliyor, Paris ve vatan tehlikededir. Yalnız, size verilebilecek bir müjdem var: Pascal’ın, Moliere’in, Racine’in
ve bütün Fransız büyüklerinin eserleri muhafaza altındadır.’ Fransız başvekilin sözü, onu anlamayanlara bir ümitsizlik hezeyanı gibi görünebilir. Fakat Fransa’yı kurtaran
bu müjdedir.”
Bu parçada vurgulanmak istenen temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
Bu parçada vurgulanmak istenen temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A | Savaşlar, insanlık tarihinde her zaman kapanmaz yaralar açmıştır. |
B | Tarihî eserlerin, aslına uygun olarak korunması ulusların en önemli ödevlerindendir. |
C | Sanat, insanların arasında barışı sağlayan, onları birbirine yaklaştıran en önemli ögedir. |
D | Bir savaşta tarihî eserleri korumak, ülkeyi korumak
kadar önemlidir. |
E | Milletler, hangi medeniyete ait olursa olsun tarihî
eserlere saygı göstermek zorundadır. |
Soru 5 |
Nuri Bilge Ceylan filmlerinin en sevdiğim yönlerinden biri,
hiçbir karakterin ondan tamamıyla nefret edecek kadar
kötü veya onu tamamıyla haklı bulacak kadar iyi olmamasıdır. Onun karakterlerine belli bir ölçüde anlayabilecek
kadar yakınız. Onun filmlerinde hiç kimse “sütten çıkma
ak kaşık” değil. Yine hiç kimse tam anlamıyla kusurlu ve
nefret edilecek kadar kötü de değil. Başka bir deyişle
hayatın oyunları karşısında hiç kimsenin tam anlamıyla
suçlu sayılamayacağının farkındayız Ceylan filmlerini izlerken. Filmlerinin teknik anlamda kusurlu ve devamlılık
hatalarıyla dolu olduğu eleştirisine en güzel yanıt yine
kendisinden geliyor bence: “Muhteva sıkıntısı olunca
şekil ön plana çıkıyor.” Ceylan bence kusursuz olmaya
çalışmak yerine iyi bir hikâye anlatmayı, içeriğin doyuruculuğunu, meyvenin şekilsizliğine rağmen tadına doyulmaz oluşunu ön planda tutuyor filmlerinde. Tam da usta
bir yönetmenin yapması gerektiği gibi.
Bu parçadan Nuri Bilge Ceylan’la ilgili,
I. Filmlerinde konuyu ön plana aldığı
II. Karakterlerini hayatta her an karşılaşılabilecek kişilerden seçtiği
III. Yapılan eleştrileri dikkate almadığı
yargılarından hangileri çıkarılır?
Bu parçadan Nuri Bilge Ceylan’la ilgili,
I. Filmlerinde konuyu ön plana aldığı
II. Karakterlerini hayatta her an karşılaşılabilecek kişilerden seçtiği
III. Yapılan eleştrileri dikkate almadığı
yargılarından hangileri çıkarılır?
A | Yalnız I. |
B | Yalnız II. |
C | Yalnız III. |
D | I ve II. |
E | II ve III. |
Soru 6 |
Her şey bir yana, şiire başlamayı teşvik eden bir üslup
ve teknik vardır Bukowski şiirlerinde. Size şiir yazdırır.
Beni şiire başlatan ilk ve tek yabancı simadır. Bir dönem
oldukça etkiler sizi, sonra diğer bahçeleri keşfettikçe ve
oralardan da meyve yedikçe bu simalar giderek artar. Hiç
çekinmeden Bukowski şiirlerinde okuyanı etkileyen iki
özelliği söylemek isterim: samimiyet ve hayal gücünden
uzaklık. Bir yaşantı vardır onun şiirlerinde, süregelen ve
etkisini yoğun biçimde hissettiren. Teknik kaygılar asla
gütmez ve son derece rahattır.
Bu parçadan Bukowski’nin şairliği ile ilgili,
I. Gerçeklerden beslendiği
II. Edebî yönden mükemmellik peşinde olmadığı
III. Yeni başlayan şairler üzerinde etkili olduğu
yargılarından hangileri çıkarılabilir?
Bu parçadan Bukowski’nin şairliği ile ilgili,
I. Gerçeklerden beslendiği
II. Edebî yönden mükemmellik peşinde olmadığı
III. Yeni başlayan şairler üzerinde etkili olduğu
yargılarından hangileri çıkarılabilir?
A | Yalnız I. |
B | Yalnız II. |
C | Yalnız III. |
D | I ve II. |
E | I, II ve III. |
Soru 7 |
Halil İnalcık’a göre, tarih bir milletin şuuru demektir. Tarihin engin havzasında teşekkül eden bilgi, birikim ve irfanın gelecek nesillere aktarılması, kazanımların daima
hayatla ilişki içinde tutulması noktasında tarih bilinci milletler için hayati önem kazanır. Tarih bilinci; bugünü anlamak, geleceği doğru tasarlamak hususunda geçmişten
layıkıyla nasiplenmeyle ilgilidir. Geçmişten nasiplenmek,
bir yandan da ona saplanıp kalmamayı, onu bir yöntem
güncellemesi hâlinde cevhere dönüştürecek bir değer
olarak görmeyi gerektirir. Tarih bilincinden söz etmeden
kültürden, medeniyetten söz etmek imkânsızdır.
Bu parçada asıl üzerinde durulan aşağıdakilerden hangisidir?
Bu parçada asıl üzerinde durulan aşağıdakilerden hangisidir?
A | Geçmişle gelecek arasında nasıl bağ kurulacağı |
B | Okullarda tarih dersini sevdirme yolları |
C | Tarih bilincini doğru bir şekilde kazandırmanın önemi |
D | Medeniyet-tarih ilişkisi |
E | Tarihî olayların kültür ve medeniyete etkisi |
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir.
Sonuçları al.
7 tamamladınız.
← |
Liste |
→ |
Geri dön
Tamamlananlar işaretlendi.
1 | 2 | 3 | 4 | 5 |
6 | 7 | Son |
Geri dön
Başarıyla tamamladınız.
sorular
soru
Aldığınız skor
Doğru
Yanlış
Partial-Credit
Sınavı henüz tamamlamadınız. Eğer sayfadan ayrılırsanız, verdiğiniz yanıtlar kaybolacak!
Correct Answer
You Selected
Not Attempted
Final Score on Quiz
Attempted Questions Correct
Attempted Questions Wrong
Questions Not Attempted
Total Questions on Quiz
Question Details
Results
Date
Score
İpucu
Time allowed
minutes
seconds
Time used
Answer Choice(s) Selected
Question Text
Sona erdi
Daha çok pratiğe ihtiyaç var
Böyle devam et
Kötü değil
İyi çalışıyor
Mükemmel